Selçuk Şirin, Oksijen Gazetesi, 31 MART- 6 NİSAN 2023
Makine öğrenmesi, yapay zeka, akıllı robotlar yıllardır lügatımızda vardı ama bu kavramların hiçbiri 30 Kasım 2022’de başlayan ChatGPT furyası kadar gündemi sarsmadı. Daha çıktığı hafta 1 milyon kullanıcıya ulaşan ChatGPT ikinci ayında 100 milyon sınırını aşarak tarihte en hızlı yayılan uygulama olma rekorunu eline geçirdi. Microsoft'un 10 milyar dolar yatırdığı ChatGPT'yi çıkartan Öpen Al şirketinin piyasa değeri 30 milyar doları aşmış durumda. Yeni çıkan GPT-4 versiyonu ile- bizim olmasa da- dünyanın gündeminde ilk sıralarda yer alan yapay zeka üzerine gelin biraz da biz kafa yoralım.
‘İnsanlığın geliştirdiği en büyük teknoloji’
Yapay zeka elbette yeni bir kavram değil. Bilgisayarın icadıyla beraber yapay zeka ile birlikte yaşamaya başladık. Burada yeni olan, son derece ileri seviyede işlem yapabilen, akıllı bir yapay zeka aracına artık her isteyenin bir tuşla ulaşıyor olması. Teknolojinin varlığı ile o teknolojiye ulaşılabilirlik arasındaki mesafe kapandıkça hayatın akışını altüst eden kopuşlar mümkün oluyor. ChatGPT bundan birkaç yıl evvel çok elit bir azınlığın ancak büyük kaynaklar harcayarak ulaşabileceği bir teknoloji idi. Artık değil. Devrim denmesinin sebebi bu.
Her yeni teknoloji gibi ChatGPT de kimin elinde kime hizmet edecek sorularıyla karşı karşıya. Her güçlü teknoloji gibi bu uygulama da Facebook, Twitter ve TikTok vb. uygulamalarda olduğu gibi kötü niyetli aktörlerin elinde çok güçlü bir silaha dönüşebilir. Nitekim Öpen Al CEO'su Sam Altman, 'İnsanlığın geliştirdiği en büyük teknoloji' olarak tarif ettiği ChatGPT'den kendisinin de korktuğunu itiraf ediyor. Önümüzdeki dönemde bu teknolojinin hem geniş çaplı misenformasyon hem de siber saldırı amaçlı olarak kullanılabileceğinden kaygılanıyor.
Yapay zekanın kuşkusuz en çok zihinsel emek gerektiren sektörleri altüst edecek. Eğitimden adli işlemlere, yazılımdan grafik dizayna, pazarlamadan ticari işlemlere, muhasebeden finansal analize beyaz yakalıların şimdiye kadar üstünlük kurduğu alanlarda artıkçalışanların rakibi başka insanlar değil, yapay bir chatbot olacak.
Yıllardır kas gücüyle yapılan işler teker teker robotların eline geçerken, zihin emekçileri kendilerini hep belli bir güvence altında görmeye alıştı. Ancak ChatGPT bu güveni en azından şu ilk birkaç aylık dönemde ciddi anlamda sarstı. Dileyen herkes artık birkaç dakika içerisinde bir dava dilekçesi yazabilir, herhangi bir konuda pazar araştırması raporu çıkartabilir, istediği bilgisayar dilinde kodları göz açıp kapatıncaya kadar çıkartabilir. Sadece yazılım alanında değil, liştirmiş olan OpenAI tarafından piyasaya sürülen, metinsel tanımlardan görüntü oluşturan, yapay zeka programı DALL-E ile yaptık. Bir dergide yayınlanan Türkçe makalemi ChatGPT'ye yazdırıp, altına küçük puntoyla bu gerçeği okurlara açıkladım. Geçen hafta yayınlanan akademik makalemin referanslarını ChatGPT'ye kontrol ettirdim. Bütün bu işlemleri yapay zeka daha henüz doğum sancısını yaşarken gerçekleştirdiğime göre, çok değil, birkaç yıl sonra daha neler yapabileceğimizi kestirmek zor değil.
Nitekim, MIT'den Noy ve Zhang (2023) tarafından gerçekleştirilen yeni bir deneyde, halkla ilişkiler ve pazarlama alanında çalışanlardan kısa bir basın bülteni ve rapor hazırlamaları istenmiş. Çalışanlar deneyde rasgele iki gruba ayrılmış ve birinci grup ChatGPT kullanırken ikinci grup eski usul çalışmış. Deney sonucunda ilk grupçalışmayı ikinci gruba göre yüzde 37 daha hızlı bitirmiş ve daha da önemlisi yaptığı işten çok daha memnun kalmış.
Yapay zekanın en etkin kullanılacağı alanlardan biri de yazılım. Aralarında MIT'den Mert Demirer'in de yer aldığı bir grup araştırmacı bu konuda çok önemli bir deney yapmış. Bu deneyde de verilen projeyi, yapay zeka kullanan yazılımcılardan oluşan grup geleneksel bir yaklaşım izleyen yazılımcılardan yüzde 55 daha hızlı bitirmiş. Bu tarz devasa performans farklarını belki en son bilgisayarın icadında gördük. Ancak dediğim gibi daha oyun yeni başlıyor.
Yapay zekanın ilk aşamada etkileyeceği diğer alan kuşkusuz eğitim olacak. Özellikle ölçme ve değerlendirme alanı ciddi bir kriz içinde. Zira ilkokuldan doktoraya kadar her seviyede en etkin değerlendirme kabul edilen 'proje bazlı öğrenme' yapay zekanın en iyi yaptığı iş. Özünde öğrencinin farklı kaynaklardan elde ettiği bilgiyi sentezlemesine ve raporlamasına dayanan, ileri derecede beceri gerektiren işi, yapay zeka çok etkin bir şekilde yerine getirebiliyor. Sadece ChatGPT olsa yine iyi! 'Elicit Araştırma Asistanı' isimli yapay zeka programı istediğiniz alanda literatürü tarayarak detaylı rapor sunuyor! Ben mesleğe başladığımda, koca koca endekslerin kaydedildiği tuğla gibi kitaplarda tek tek başlı k ve özet arayıp, sonra kütüphaneleri karışkarış gezip, bulamayınca başka kütüphanelerden talep ederek ulaşabildiğim kaynakları okuyup raporlaştırmam ayları buluyordu. Şimdi tüm bu işlemleri yapay zeka aracılığıyla birkaç saate tamamlamak mümkün.
Yapay zekanın bu kadar hızlı bir şekilde eğitim sistemini tahrip etmesi tüm sektörü teyakkuza geçirmiş durumda. Bizim okul dahil her yerde kurullar kuruluyor, yeni kurallar konulmaya çalışılıyor. Bir yanda yapay zekayla yapılan ödevlerin tespit edilip yasaklanması gündemde. Diğeryanda ise yapay zekayı etkin bir şekilde kullanımın okullarda da teşvik edilmesi görüşü ağır basıyor. Değerlendirme yöntemi olarak- bizlerin eskiden hatırladığı-tahtada sözlü sınavların geri getirilmesi ve sınıfta el yazısıyla rapor yazımına geri dönülmesi söz konusu. Garip zamanlarda yaşıyoruz.
Bir dönüşümün arifesinde olduğumuz muhakkak. Ama biz insanlık olarak bu dönüşümleri ilk defa yaşamıyoruz. O nedenle korkuya da teslim olmamak gerekiyor. Sonuçta yapay zeka kendisine verilen bilgiler ışığında ilerleyen bir sistem. Kendisi bilgi üretmiyor, literatürde yer alan bilgiyi belirli bir mantık çerçevesinde işleyerek size bir çıktı veriyor. Bu şekilde bakarsak ortada çok da korkup ürkecek birdurumyok. Yapay zeka tıpkı matbaa, radyo, televizyon, bilgisayar ve internet gibi geçmişten kopma olanağı sunuyor. Burada bizim gibi geçmiş trenleri kaçırmış bir ulus için bir fırsat var.
Comentarios