Felsefe tarihindeki en önemli tartışmalardan biri “varlığın değişip değişmediği” sorunudur. Diyalektikçi Herakleitos her şeyin sürekli bir değişme halinde olduğunu belirtmişti. Görünüşe takılınca yanılgı içine girilebilirdi.Doğada yavaş değişen şeyler vardı ama bu durumdan, onların değişmez olduğu sonucunu çıkartılmamalıydı. Bir şey ne ise odur denmemeliydi.
Diyalektiğe göre her şey değişmekteydi. Örneğin bir gül, gül olmadan önce bir goncaydı. Açılmış gül, her an onda bir değişiklik fark etmesek bile, değişir. Yapraklarını ister istemez, dökecektir. Ama bundan daha az zorunlu olmamak üzere, başka güller doğacak ve sırası geldiğinde onlar da açacaktır. Günlük yaşamda, her şeyin hareket olduğunu, her şeyin durum değiştirdiğini; ortaya koyan binlerce örnek bulabiliriz. Masa üzerindeki şu elma kımıldamıyor. Ama bu kımıldamayan elma gene de hareket halindedir; on gün sonra bugünkü halinde olmayacaktır. O, yeşil bir elma olmadan önce bir vardı; şimdi ise birçok. Demek ki, evren kendi kendini tekrar etmez.
Parmenides ise değişmeye karşı çıkmıştır. Değişmek ona göre “var olmayan haline gelmek” anlamına gelir.Değişme var olana, var olmayan demektir. Var olanın bir şey olmaması da olanaksızdır; çünkü “olmamak” varlıktan çıkmak anlamına gelir. Parmenides’e göre, O vardır, varlık vardır. Boşluk da yoktur. Boşluk, var olanın var olmadığı yerdir.
Varolan her şey değişmez ve devinimsizdir. O, ebedi ve değişmez bir durgunluk içinde her zaman kendi kendisiyle aynı kalır. Görüp duyduğumuz değişime ait duyular bir yanılgıdan ibarettir.
Parmenides’in bu düşüncelerini kanıtlamak isteyen Zenon, paradokslarla değişimin çelişkili düşünceler olduğunu ortaya koymaya çalışmıştır.
ZENON’UN PARADOKSLARI
AŞİL İLE KAPLUMBAĞA PARADOKSU
Zenon bu paradokslardan ilkini savunmak üzere yarıtanrı olan Aşil (Achilles ) ile bir kaplumbağayı yarıştırır. Yarıtanrı olan Aşil kaplumbağaya göre yarışa başlangıç çizgisinde kaplumbağa ise daha ileride başlar -aslında ilk paradoksun belkide kilit noktası burası. Zenon, Aşil'in kaplumbağayı asla yakalayamayacağını savunur. Aşil'in kaplumbağayı geçmesi için öncelikle kaplumbağanın yarışa başladığı noktaya ulaşması gerekir. Aşil kaplumbağanın başlangıç noktasına vardığı süre içinde kaplumbağa biraz daha ilerlemiş olacaktır. Aşil'in kaplumbağayı geçmesi için kaplumbağanın yeni konumuna ulaşması gerekir. Aşil, kaplumbağanın bulunduğ bu yeni noktaya vardığındaysa, kaplumbağa biraz daha ilerde olacaktır, çünkü kaplumbağa durmamaktadır. Bu böyle sürer gider ve Aşil kaplumbağaya hiçbir zaman erişemez.
İkiye Bölme Paradoksu (Dikotomi Paradoksu)
A kişisinin B noktasına gitmesi gerektiğini hayal edelim. Fakat B'ye gitmeden, önce B'ye olan mesafenin yarısını gitmek zorundadır. Fakat B'ye olan mesafenin yarısını gitmeden önce bu mesafenin çeyreğini gitmesi gerektir. Daha sonra çeyreği gidebilmek için sekizde birini gitmesi gerekmektedir; bu böyle sonsuza kadar devam eder.
Sonuç olarak A kişisinin sonsuz sayıda mesafe gitmesi gerekir. Bu seride bir sorun daha vardır; her ilk mesafe aralığı ikiye bölünebileceği için gidilmesi gereken belirli bir ilk mesafe yoktur. Böylece bu yolculuğun bir başlangıç noktası yoktur, yani yolculuğa başlayamaz. Bu paradoks sonuç olarak belirli bir mesafenin yolculuğunun tamamlanamaycağını veya başlanamayacağını, böylece de her hareketin sadece bir yanılsamadan ibaret olacağını ifade eder.
Ok paradoksu
Bu kanıt , uzay ve zamanın sonsuza kadar bölünemez olduğu varsayımına dayanır.
Yaydan çıkmış ve ilerleyen bir ok, zaman içindeki her anda belirli bir konumdadır.
Bir yaydan atılmış bir ok düşünelim. Bu okun uzunluğu bir metre olsun. Saniyede on metrelik bir mesafe katetsin. Şimdi bu onun saniyenin her onda birinde, uzunluğuna eşit olan bir uzay parşasını işgal ettiği anlamına gelir. Ama onun uzunluğuna eşit olan bir uzay parçasını işgal etmesi de bu uzayda hareketsiz olması anlamına gelir. Dolayısıyle on tane hareketsiz durum bir araya gelerek hareketi meydana getiremez. Sonuç: ok her zaman durağandır ve hareket etmez; hareket imkânsızdır; hareket yoktur.
Comments