Doğru olanı yap
- FDM
- 16 Kas 2018
- 1 dakikada okunur

Keşke bir de neyin doğru olduğunu bilseydik. Ya da neyin doğru olduğunu nasıl bileceğimizi bilseydik.
Yardıma muhtaç aç bir çocuğu doyurma eylemini düşünün. Herkes bunun ahlaki açıdan iyi bir davranış olduğu konusunda hemfikir. Peki, birini bunu yaparken izlediğinizde tam olarak ne görürsünüz? Doyuran kişiyi, yardıma muhtaç çocuğu, çiğneme eylemini ve belki de çocuğun gülümsemesini. Ancak, göremeyeceğiniz bir şey var: eylemin asıl iyiliği. "İyilik" gerçek anlamda görülebilir bir varlık değildir.
En nihayetinde gözlerimiz sadece ışığı ve renkleri görür. Ancak, iyi ve kötü, doğru ve yanlış ışık ve renge eş değil. Daha da önemlisi, gözlerimiz en iyi ihtimalle nesnelerin belirli bir anda ne durumda olduklarını görürler. Ancak, ahlaki özellikler varlıkların ne durumda olması gerektiğiyle ilgilidir. Aç bir çocuğu doyurmak iyi bir şeydir demek bunun yapılması gereken bir şey olduğu anlamına da gelir. Oysa gözlerimiz bu tür şeyleri görecek donanıma sahip değildir.
Ahlaki yargılara çok çabuk vardığımızdan, bu gerçeği kolaylıkla göz ardı ederiz. Bir cinayete tanık olduğunuzda, bunun yanlışlığına o kadar çabuk kanaat getirirsiniz ki yanlışlığının aslında görebileceğiniz bir şey olmadığını fark etmezsiniz. Şimdi şöyle sorabilirsiniz: Bir eylemin doğru veya yanlış olduğunu İrislerinizle tespit edemiyorsanız, eyleminizden başka hangi yollarla emin olabilirsiniz?
Hangi eylemlerin doğru, hangilerinin yanlış olduğunu bildiğinizden oldukça emin olabilirsiniz. Aç bir çocuğu doyur; nazik ol; simit çalma. Daha tartışmalı konularda bile ahlaki düşüncelerinizden şüphe duymayabilirsiniz. Ancak, bir şeyin doğruluğunu ve yanlışlığını nasıl bildiğiniz konusunda bile bu kadar az şey bilirken, emin olduğunuzu düşündüğünüz konularda o kadar çok emin olmamalısınız.
Kaynak: Her Gün 60 Saniye Felsefe, Andrew Pessin, Omega Yayınları, 2011
Comments