Hindistan'da anlatılır ki bir akşam bir bilge okyanus kıyısı boyunca yürürken, balıkçıların yaşadığı bir köye varmış. Şarkı söyleye söyleye burayı geçmiş, tam yoluna devam ederken, bir adam peşinden koşmaya başlamış:
"Bakar mısınız? Bakar mısınız lütfen? Durun! Değerli inciyi bana verin!"
Bilge çıkınını yere koymuş.
"Hangi inciden bahsediyorsunuz acaba siz?" "Çantanızdakinden. Dün gece rüyamda, bugün bir bilgeyle karşılaşacağımı ve onun bana beni hayatımın sonuna kadar zengin mi zengin edecek değerli bir inci vereceğini gördüm." Bilge durmuş. Çantasını açmış ve oradan gerçekten de değerli bir inci çıkarmış. Alev alev parlayan kocaman bir inciymiş bu. "Az önce sahilde gözüme çarptı bu büyük bilye. Güzel bulduğum için heybeme attım. Herhalde bahsettiğiniz inci bu. Alın, sizin olsun."
Balıkçı sevinçten deliye dönmüş. İnciyi kaptığı gibi dans ede ede uzaklaşmış, bu arada bilge de geceyi geçirmek için kumlara uzanmış. Gelgelelim, derme çatma bir kulübede yaşayan balıkçının gözüne bir türlü uyku girmemiş. Yatağından bir sağa dönmüş bir sola. Sahip olduğu şeyi elinden alacaklar diye aklı çıkıyormuş. Bütün gece uyku tutmamış.
Böylece sabah ilk iş inciyi alıp bilgeyi bulmaya gitmiş.
"Bu inciyi sana geri veriyorum, çünkü bana zenginlikten çok kaygı ve korku getirdi. Sen bana, bu inciden bu kadar kolay kopabilmeni sağlayan bilgeliği öğret. Çünkü gerçek zenginlik o."
Hint masalı
Felsefe atölyesinde...
Bazı felsefelerde, bilgelik, hep bir dert ve tasa kaynağı olan mala mülke bağlanmamaktan oluşur. Gerçek zenginlik içsel ve ruhanidir. Peki sizce nedir gerçek zenginlik? Siz de masaldaki bilge gibi omzunuzda heybeyle çıplak ayak yürümeye hazır mısınız?
Kaynak: Felsefi Fabllar, Michel Piquemal, 2023, Ayrıntı Yayınları
Comments