top of page

“KRAL ÇIPLAK” DİYEBİLMEK İÇİN “FELSEFE VE EDEBİYAT” LAZIM!

Çocuklarla felsefe konuşmak, felsefe yapmak için ilk adımı atarken edebiyat eserleri eşsiz bir yol gösterici, paha biçilmez bir hazinedir. Çünkü sanatın bir dalı olarak edebiyat da insana insanı gösterir: Orada etiyle kemiğiyle, bütün çıplaklığıyla insan vardır.

Kant’ın dediği gibi “insan, ancak eğitim saye­sinde insan olabilir’’. Bu demek oluyor ki eği­tim olmadan, eğitimi devre dışı bıraktığımız­da iki ayağı, iki eli, iki gözü, iki kulağı olan, yiyen-içen, üreyen ve sonunda ölen bir var­lıkla karşı karşıya kalırız. Peki, ama insanın insanlaşmasını sağlamak için nasıl bir eğitime ihtiyacımız var? Nasıl bir insan yetiştirmek is­tiyoruz? Bugün ülkemizdeki eğitim sisteminin, insanın insanlaşmasını sağlayabileceğini söyle­yemeyiz. Çünkü bilgi boca etmeye, ezberciliğe ve itaate dayalı eğitim sisteminde çocukların insanlaşması, erdemli olması, soran, sorgula­yan, bağlantılı düşünebilen, kendi gözleriyle görebilen kişiler olması pek mümkün değil. İn­sanın insanlaşmasını, mağaradan çıkmasını ve gören bir gö2 kazanmasını sağlayacak olan eğitim, felsefi etik temellere, değer bilgisine dayalı bir eğitimdir. Ne var ki bugün “değerler.eğitimi”nden anlaşılan, “değer yargıları” eğitimidir.

Çünkü “değerlerle, ahlaksal “değer yargılan” ve “değer” birbirine karıştırılıyor. Dolayısıyla en başta eğiticilerin eğitilmesi büyük onan taşıyor. Nietzsche de buna dikkat çeker ve şöyle der: “Eğiticileri eğitiniz! Ama eğitenler ilk önce kendilerini eğitmelidirler”

Eğitmek/eğitilmek, insanı insan yapan, onu diğer varlıklardan ayıran olanaklarını/değerlerini gerçekleştirmesini ve geliştirmesini sağ­layan bir insansal etkinliktir. İşte kimde hangi olanak varsa onu, o olanağı, o yeteneği ortaya çıkarmaya yarayan bir eğitime ihtiyacımız var. Bu da felsefî etik temellere dayalı bir eğitimdir. Yoksa sadece matematik, geometri, fen eğitimiyle/bilgisiyle ya da kafayı enformasyonla dolduran bir eğitimle insanlaşma yolculuğun­da bir arpa bile yol alınamayacağı çok açık. O nedenle çocuklara ‘felsefe yapma'yı öğretecek bir eğitime ihtiyacımız var. Çünkü Prof. Dr. Sevgi Şahintürk’ün, “Felsefenin Yaşamdaki Yeri’’ başlıklı yazısında dediği gibi “Felsefeyi uygulamaya eğitimden, çocukların eğitimin­den, düşünmeye en açık zihinlerden başlamak ve böylece düşünmeyi güçlendirmenin yolunu açmak uygun bir başlangıç olacaktır*. Ve çok küçük yaşlardan itibaren böyle bir eğitme ihti­yacımız var. Türkiye Felsefe Kurumu Çocuklar İçin Felsefe Birimi Başkam ve felsefe öğret­meni Nuran Direk de Küçük Prens Üzerine Dü­şünmek isimli kitabında bunun altım çizer ve şöyle den “Felsefe eğitimi arayış ve sorgulama temeline dayanır ve bu eğitime küçük yaşlarda başlamak gerekir’. Çocuklar için felsefe eğiti­minin işleviyle ilgili olarak da şunları söyler Direk:

“Hem toplum açısından hem de çocukların zi­hinsel gelişimi açısından çok önemli işlevleri var. Bunlardan birincisi demokratik toplu­mun temeli olan özgür düşünceli öznelerin yetişmesine hizmet etmesi; diğeri ise çocuk­ların zihinsel gelişiminde onların düş dünya­sından düşünce dünyasına doğru yap tıklan yolculuğa kılavuzluk etmesidir.”

Neden çocuklarla “felsefe yapmak ”gerek?

Çünkü felsefe inşam anlama yoludur: İnşam bütünlüğü içinde ele alma, anlama, bilme yolu­dur. Bilgiyle, değer bilgisiyle hayat ya da değer bilgisiyle eylemek arasındaki bağı görmeyi sağlayan bir yol. Oysa genelde değer bilgisiy­le değil, değer yargılan, önyargılar, ezberler, alışkanlıklar, inançlar, ideolojilerle bakıyo­ruz insana, insan dünyasına, insan ve insan dünyasının problemlerine. Felsefi düşünme, olup bitene biraz mesafe koymamızı ister ve bunu yapabilmemizi sağlar. Böylece bize öğ­retilmiş, dayatılmış, hazır verilmiş olanlarla hesaplaşma, bunlara meydan okuma, başkal­dırma imkânı bulur; herkes gibi olmaktan, sürünün silik koyunu olmaktan, sığlıktan kurtulabilir, verileni, dayatılanı değil, üstü örtüleni görecek göz kazanabiliriz. Ezberle­rin, önyargıların, ahlaki değer yargılarının, ideolojilerin sunduğu yumuşak yasağı fırlatıp derin uykulardan uyanma ve "kral çıplak!” diye bağırma cesaretini gösterebiliriz.

Çocuklarla felsefe konuşmak, felsefe yapmak için ilk adımı atarken edebiyat eserleri eşsiz bir yol gösterici, paha biçilmez bir hazinedir. Çünkü sanatın bir dalı olarak edebiyat da insana inşam gösterir Orada etiyle kemiğiyle, bütün çıplaklı­ğıyla insan vardır. Özgür ruhlu ya da köle ruh­lu insan vardır, yarada insan ya da sürü insanı vardır. Ölüm-yaşam, sevgi-nefret, güzel-çirkin, dostluk-düşmanlık, adalet-adaletsizlik, savaş-barış vardır. Felsefe bu gibi fikirleri/ideleri kavramlaştırıp onların bilgisini ortaya koymaya çalışırken, edebiyat eserleri yaşayan, ölümü ta­dan, seven, nefret eden, onurunu ayaklar altına alan, çeken, korkan, üzülen, güvenen, baş- kaldıran gerçek insanı göze görünür kılar. Do­layısıyla çocuklarla felsefe konuşurken, sorgula­maya elverişli, has edebiyat eserleri/metinleri ilk başvurulması gereken kaynaklardandır. Nuran Direk’in dediği gibi “elverişli metinlerle çocuğun yaşamı ile ilgili temel sorulan sormasını ve bu metinler aracılığıyla kendisini ve dünyayı tanı­masını sağlamak" mümkün olabilir.

Örneğin, Antoine de Saint-Exupery’nin Kü­çük Prensi çocuklarla felsefe yapmak isteyen ebeveynler ve öğretmenler için adeta biçil­miş kaftandır. Çocuklar için felsefe eğitim­lerini, amacına ve işlevine uygun bir şekilde yapan, edebiyatla beslenen felsefe öğretme­ni Belgin Önal’ın Dünyayı Gezen Bulut ve Zaman Oyunu adlı masal kitapları, Çetin Öner’in ilk olarak 1975 yılında yayımlanan unutulmaz hikâyesi Gülünle, Abbas Sayar’ın 1971de TRT Roman Başarı Ödülü’ne layık görülen Yılkı Atı adlı ilk romanı da insanlaş­ma yolculuğunda çocuklara yön göstermek için, en az Küçük Prens kadar eşsiz ve değerli kaynaklardır. Sonra Asa Lind’in Kumkurdu kitabı, Samed Behrengi’nin Küçük Kara Ba- lık’ı, Michael Ende’nin Bitmeyecek Öykü ve Momo’su, Richard Bach’ın Martı Jonahthan Livingston’u, Mary Mapes Dodge’nin Gümüş Patenleri her daim söyleyecek sözü olan ki­taplardan birkaçıdır. Fransız yazar Michel Piquemal‘m altmış fabl üzerinden adalet, özgürlük, dayanışma, mutluluk, ölüm gibi konulan ele aldığı kitabı Felsefi Fabllar da çocuklarla felsefi bir yolculuğa çıkmak için rehberlik edebilir.

Kaynak: Elif Şahin Hamidi- Yeni E Dergisi Sayı: 77



83 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page