Sosyal medya özü gereği hep resmi kaynakların takip edildiği bir yer değil. Hele hele son dakika adrenalini ile bilgiye ihtiyaç duyduğumuz anlarda tuzaklar bizi bekliyor. İşi 'dezenformasyon' yaymak olan hesaplar aruk üste para kazandığı için çok daha tehlikeli hale geldi. Bir de cahilliğiyle her komplo teorisine inananların yaydığı ‘mezenformasyon’ belası var
Milyarlarca insanı bir araya getiren sosyal medya ağlarında şu sıralar en büyük dertlerden biri dezenformasyon. Hatta birkaç sene önce idrak etmeye başladığımız gerçek üstü çağa (post-truth) sosyal medyanın saptırmaları nedeniyle 'dezenformasyon çağı' diyenlerin sayısı artıyor. Kimileri bilerek, zevk alarak ya da işi bu olduğu için yanıltıcı bilgiler yayıyor. Sosyal olayların patlama yaptığı dönemler, seçim önceleri ya da kriz günlerinde sosyal medya dezenformasyonları bizde ve dünyada zirve yapıyor. Hatta artık belli çıkar gruplan tarafından oluşturulmuş çeteler bu işin mafyası haline geldi. Toplu halde linçler, binlerce kişinin aynı şeyleri söylediği kolektif hezeyanlar, tamamen bir bilgi kirliliği üzerinden ilerleyerek yalan yanlış bilgilerle algı oluşturuyor. Bu çetelerin en büyük silahı gerçek olmayan videolar, kurgulanmış sosyal medya paylaşımları ve uydurma olaylardan yapılmış alıntılar. Bilerek ve de kasıtlı olarak yayılan bu yanıltıcı bilgiler hepimiz için artık çok ciddi riskler taşıyor.
KLASİKLER OLUŞTU
Belli başlı medya kuruluşları bile zaman zaman haberin şehveti ve bilgiyi hızlı yayma telaşı ile ne yazık ki bu dezenformasyona aracılık edebiliyor. Bir patlama anında, herkesin bilgi alabilmek için sosyal ağlara sarıldığı dakikalarda 10 sene önce Tunus'ta yaşanan infilak görüntülerinin elden elden ele yayılması artık bir klasik haline geldi. Ya da Kızılay'dan önce kan anonsu yapmayı kendine iş edinen felaket tellalları var. Sonradan yanlış paylaşım için özür dilenip o video silinse de 'dezenformasyon çeteleri' amacına çoktan ulaşmış oluyor. Hele hele bir toplumsal olayda taraf olmayı seçen trol orduları, pek bir yasal yaptırım olmadığı için bir sosyal medya mafyası gibi koro halinde hareket edebiliyor. İşi manipülasyon olanlar da gerçeği çarpıtan içerikler ve ilgi çekici başlıklarla bu kalabalıkta kaynayıp gidiyor. Sahte kişiler, haber ajansı görünümlü kurgu hesaplar, önü arkası kesilmiş demeçler, montaj videolarla gerçeği gizleyenler gitgide artıyor. Biz kullanıcılar da bu kargaşa ortamında samanlıkta iğne arar gibi güvenilir kaynaklardan doğru habere ulaşmaya çalışıyoruz. Deprem ertesi günler, Covid-I9 dönemi ve toplumsal olaylarda yanlış bilgilerin nasıl hızla yayıldığına Türkiye olarak defalarca tanıklık ettik. Bu dezenformasyonların yarattığı panik ve güven kaybı da çok çarpık algılara yol açtı.
SÜRAT FELAKETTİR!
Sosyal medyada çok çektiğimiz 'dezenformasyon'un kasıtlı olarak yapılmayan bir diğer türüne ise 'mezenformasyon' adı veriliyor. Yani bilerek yapılmayan, bir çıkar amacı gütmeyen ya da art niyet taşımayan yanlış bilgi paylaşımları bu kategoride değerlendiriliyor. Anlamadan, bilmeden, bazen cahilce olmasına rağmen çeşitli komplo teorilerine dayanan bu bilgilerde çok hızlı yayılıyor. Çünkü herkes hızlıca bir şeyler paylaşma peşinde. Bu da doğruluğu teyit edilmemiş olduğu için bir dezenformasyon türevi olarak çeşitli kesimlere zarar veriyor.
TEMİZLİK ŞART
Twitter’ı aldıktan sonra ilk iş olarak dezenformasyonla mücadele edeceğini söyleyen Elon Musk da ne yazık ki başarılı olamadı. Hatta bırakın bilgi kirliliğini bitirmeyi birde dezenformasyon yayan çakma hesaplar 'mavi tik' atarak platformdan üste para kazanmaya başladı. Başta X, diğer tüm sosyal ağların bir araya gelip trol orduları ve sahte hesaplarla mücadele edecek algoritmaları yazmasını kaç bahar daha bekleyeceğiz!..
Ben şahsen artık büyük olayları, güvenilir kaynaklar dışındaki hesaplardan öğrenirsem asla inanmıyorum. X'te akışımı temiz tutmak için her gün birçok sahte hesabı blokluyorum. Benim payıma düşen sorumluluk da bu...
Kaynak: Oksijen Gazetesi 02-09 Şubat 2024, Levent Erten
ความคิดเห็น