top of page

Prof. Daron Aremoğlu Röportajı: “Teknolojinin dizginlerini elitlerin elinden almak gerek”

“Sosyal medya insanları gerçek siyasetten soğutuyor”

Kitabınızın (Teknoloji ve İktidar) odağında teknoloji var; bugünkü teknolojiye yaklaşımı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Amerika'da özellikle sosyal bilimcilerle politikacılar arasında teknolojiye karşı umut dolu bir yaklaşım var. Geleceğimizi kurtaracak gelişmelerin teknolojiyle olacağını düşünüyorlar. Oysa aslında teknolojiyi ne iyi ne de kötü olarak görmeli. Teknolojinin gelişmeye, istihdama katkıda bulunmayan ve demokrasinin geleceğini tehlikeye atan bir yönünün de ol­duğunu düşünüyoruz. Yapay zekada yaşanan gelişmelerle beraber işte bu yönü tartışmak için bu kitabı yazdık. Yapay zeka beni hem korkutuyor hem umutlandırıyor, insan yeteneklerini, işlerini artıracak bir potansiyele sahip, aynı zamanda bilgi tekelleşmesine yol açıyor, demokrasiyi zayıflatıyor. Bu kitabı aslında bunun yeni bir şey olma­dığım, tarih içinde durmadan tekrar eden bir süreç olduğunu vurgulamak için yazdık, 1000 yıllık mücadeleden yola çıktık. Dijital teknolojilerin tarihi­ne bakınca birçok insan bu teknolojile­rin demokratikleştirici gücünü gördü. Bilgi ve üretim sürecini değiştireceğini düşündüler. Hayal görmüyorlardı ancak devlet ve şirketlerin etkisini görmediler.

"Tekno-optimizm/tekno-iyimserlik" kavramını kullanıyorsunuz kitabınızda. Teknolojiyi fetiş haline getirmekle ne kadar ilgili bu kavram?

Çok yakından. Amerika'da sürekli şu soruyu soruyor insanlaş teknoloji problemlerimizi çözecek mi? Şunu anlamak gerekiyor teknolojinin kendi iradesi yok. Bizim için bir araç sorun­ları çözebiliriz ya da daha kötüye dö­nüştürüp derinleştirebiliriz. Bir sosyal sürecin parçası bu. Teknolojinin kendi iradesiyle problemlerimizi çözecek görüntüsü halkı pasifize ediyor siya­setten uzaklaştırıyor. Sosyal medya da aynı şeyi yapıyor. Demokrasi açısın­dan sosyal medya insanları gerçek siyasetten soğutuyor.

Otoriter rejimlerin teknolojiyi kullanım biçimleri ve diktatörlüğü besleyen bir unsur olarak teknoloji­nin gücü kitapta geniş yer buluyor...

Otoriter rejimlerin en büyük problemi kendi haklarındaki bilgi­leri kısıtlamak. Çin önce teknolojiyi kullandı, sonra kendiyle ilgili negatif bilgelere erişimi kapattı, Amerika ve Avrupa'daki bağımsız yayınlara ulaşı­mı engelledi. Daha sonra aktif şekilde Iran, Rusya aynı yolu izledi "Herkes bize düşman” propagandasını kullan­dılar. Türkiye'de şu fark var: Hükümet diğer ülke örneklerinde olduğu kadar sıkı kontrol edemiyor sosyal medyayı. Sosyal medya hükümetin kontro­lünde değil Bunu bir ara denediler ama olmadı. Sosyal medyamın kendi mantığı da kutuplaşmaya çok müsait. Kişisel bilgileri manipülatif reklamları kullanıyorlar. İnsanların duygularım sömüren mesajlarla onları ufak kutu­lara yerleştiriyorlar: Tik Tok daha da korkutucu.

O halde bugün nasıl bir seçimle karşı karşıyayız?

Yapay zekayı bir şekilde kulla­nırsanız insan yeteneklerini ortaya çıkarabilir diğer türlü kullanırsanız demokrasiyi yok edebilir. Bu seçimleri yapmamız lazım. Şu anda teknolojinin tehdit ve fırsatlarını açıklamıyor var edan yaklaşımlar.

“Teknolojinin demokratik kontrolü mümkün mü?”

Teknolojiye hükmeden kişiler kendi çıkarlarına göre kullanımına izin veriyor ya da engelliyor. Tek­nolojinin imkanlarından faydalan­mayı demokratikleştirmek için ne yapacağız?

Demokratik süreç ülke içinde baş­lar. Bazı teknolojileri kendine tutuyor ve dışarıya açmıyor Amerika, doğru. Tarihe baktığınızda teknolojiler bugün olduğundan daha da yavaş yayıldı. ChatGPT'nin yayılması yine de hızlı. Yayılma hızı ve yöntemi bence sorun değil, ülkelerin kendi demokratik sürecinde bununla nasıl Başa çıkacağı önemli. Belki de bu yavaşlık çok kötü Olmayabilir. Amerika teknolojiyi ken­dine tutarak ilk başta hataları yapıyor, Avrupa daha çare getirici eklemeler yapıyor. Demokratik süreri nasıl gerçekleştireceğiz, teknolojinin demok­ratik kontrolünü sağlayabilir miyiz? Sorularımız bunlar olmalı.

Eğitimi nasıl kurgulamalıyız peki?

Bilgisayarlarla ilgili eğitimleri artarmanız lazım. Kodlama ve prog­ramlama değil bahsettiğim eğitim, bilgisayarlarla yaptıklarınızın ahlaki sonuçlarım vurgulayan bir eğitimden bahsediyorum. Daha çok mühendis yetiştirmek değil amaç.

Teknolojide yeni bir yön belirle­mek gerekiyor, peki bireysel kullanı­cılar bu mücadelede neler yapabilir?

Bireysel kullanıcıların bugüne kadar önemli bir rolü vardı. Wikipedia müthiş bir modeldi örneğin. Normal insanların gerçeği denetleyebileceği bir sistem. Jimmy Wales başta Wikipedia'yı kurduğunda böyle olacağına inanmıyordu, uzmanlar tarafından maddeler yazdırıp internette bir ansiklopedi haline getirmek istiyordu siteyi. Gelinen durum onu bile şaşırttı. Bazı konularda "Encylopedia Britannica" ile eşit durumda bugün sitedeki bilgiler. Ama yapay zekayı "bladsbox'' haline getirdikten sonra mücadeleyi kaybetmiş durumdayız. Kimse denet- leyemiyor buradaki bilgileri. Vatan­daşın teknolojinin nasıl kullanılacağı, denetleneceğiyle ilgili demokratik bir sesi olması lazım. Bireysel katılım önemli evet, ama bugünkü noktada bireysel yollar kapandı ya da kapan­mak üzere.

Bu kitabı neden yazdınız?

Bu kitabı, ilerlemenin asla kendi­liğinden olmadığım göstermek için yazdık. Günümüzdeki ilerlemeler yine küçük bir grup girişimciyi ve yatırım­cıyı zenginleştiriyor. Çoğu insansa gücünü yitiriyor ve ilerlemelerin sağladığı faydalardan sadece cüzi bir pay alabiliyor. Yeni ve daha kapsayıcı \ bir teknoloji vizyonunun ortaya çıka­bilmesi ancak ve ancak sosyal gücün temellerinin değişmesiyle mümkün olabilir: Böyle bir değişimin gerçekleşmesi ise tıpkı 19. yüzyılda olduğu gibi kanıksanmış bakış açısını sorgulamaya cesaret eden karşı fikirlerin ve örgütle­rin artışıyla mümkündür. Günümüzde bu yerleşik görüşe kafa tutarak tekno­lojinin dizginlerim dar bir elit kesimin elinden almak, 19. yüzyıl İngütefesl veya Amerikasına göre daha zor ola­bilir. Ama bu, en az o zamanki kadar hayati öneme sahip bir meseledir."

Teknolojiye hükmeden kişiler kendi çıkarlarına göre kullanımına izin veriyor ya da engelliyor. Teknolojinin imkanlarından faydalan­mayı demokratikleştirmek için ne yapacağız?

Demokratik süreç ülke içinde baş­lar. Bazı teknolojileri kendine tutuyor ve dışarıya açmıyor Amerika, doğru. Tarihe baktığınızda teknolojiler bugün olduğundan daha da yavaş yayıldı. ChatGPT'nin yayılması yine de hızlı. Yayılma hızı ve yöntemi bence sorun değil, ülkelerin kendi demokratik sürecinde bununla nasıl başa çıkacağı önemli. Belki de bu yavaşlık çok kötü olmayabilir. Amerika teknolojiyi ken­dine tutarak ilk başta hataları yapıyor, Avrupa daha çare getirici eklemeler yapıyor. Demokratik süreci nasıl gerçekleştireceğiz, teknolojinin demok­ratik kontrolünü sağlayabilir miyiz? Sorularımız bunlar olmalı.

Eğitimi nasıl kurgulamalıyız peki?

Bilgisayarlarla ilgili eğitimleri artırmamız lazım. Kodlama ve prog­ramlama değil bahsettiğim eğitim, bilgisayarlarla yaptıklarınızın ahlaki sonuçlarım vurgulayan bir eğitimden bahsediyorum. Daha çok mühendis yetiştirmek değil amaç.

Teknolojide yeni bir yön belirle­mek gerekiyor, peki bireysel kullanı­cılar bu mücadelede neler yapabilir?

Bireysel kullanıcıların bugüne kadar önemli bir rolü vardı. Wikipedia müthiş bir modeldi örneğin. Normal insanların gerçeği denetleyebileceği bir sistem. Jimmy Wales başta Wiki­pedia'yı kurduğunda böyle olacağına inanmıyordu, uzmanlar tarafından maddeler yazdırıp internette bir ansiklopedi haline getirmek istiyordu siteyi. Gelinen durum onu bile şaşırttı. Bazı konularda "Encylopedia Britannica" ile eşit durumda bugün sitedeki bilgiler. Ama yapay zekayı "blackbox" haline getirdikten sonra mücadeleyi kaybetmiş durumdayız. Kimse denetleyemiyor buradaki bilgileri. Vatan­daşın teknolojinin nasıl kullanılacağı, denetleneceğiyle ilgili demokratik bir sesi olması lazım. Bireysel katılım önemli, evet, ama bugünkü noktada bireysel yollar kapandı ya da kapan­mak üzere.

Bu kitabı neden yazdınız?

Bu kitabı, ilerlemenin asla kendi­liğinden olmadığım göstermek için yazdık. Günümüzdeki ilerlemeler yine küçük bir grup girişimciyi ve yatırımcıyı zenginleştiriyor. Çoğu insansa gücünü yitiriyor ve ilerlemelerin sağladığı faydalardan sadece cüzi bir pay alabiliyor. Yeni ve daha kapsayıcı bir teknoloji vizyonunun ortaya çıka­bilmesi ancak ve ancak sosyal gücün temellerinin değişmesiyle mümkün olabilir. Böyle bir değişimin gerçekleş­mesi ise tıpkı 19. yüzyılda olduğu gibi, kanıksanmış bakış açışım sorgulamaya cesaret eden karşı fikirlerin ve örgütle­rin artışıyla mümkündür. Günümüzde bu yerleşik görüşe kafa tutarak tekno­lojinin dizginlerini dar bir elit kesimin elinden almak, 19. yüzyıl İngiltere’si veya Amerika’sına göre daha zor ola­bilir. Ama bu, en az o zamanki kadar hayati öneme sahip bir meseledir."


İcatlar insanlığa neler yaptı?

Kitaptan bazı bölümler şöyle:

· "Tüm iyimser görüşlere rağ­men, insanlık tarihinin son bin yılı, refah paylaşımı getirmenin yanından bile geçememiş sayısız icatlarla dolu.

· Orta Çağ ve erken Modem Çağ tanırımdaki nice teknolojik gelişme, örneğin daha iyi sabanlar, daha ge­lişmiş değirmenler, nöbetleşe ekimin daha etkili uygulanması ve atların daha çok kullanılması, nüfusun yüzde 90'ını oluşturan yoksul köylüye nere­deyse hiçbir fayda sağlamadı.

· Avrupa gemi tasarımında Geç Orta Çağ'dan itibaren yaşanan geliş­meler, okyanus ötesi ticareti mümkün kıldı ve bazı Avrupalılar için muazzam servetler yarattı. Ama aynı tip gemiler köleleştirilmiş milyonlarca insanı Afri­ka'dan Yeni Dünyaca taşıdı, kuşaklar boyu süren baskı sistemlerinin inşası­nı mümkün kıldı ve bugün bile devam eden korkunç bir miras bıraktı.

· İngiliz Sanayi Devrimi'nin erken döneminde tekstil fabrikaları küçük bir azınlık için büyük servet yarattıysa da işçilerin gelirleri neredeyse yüzyıl boyunca yükselmedi. Üstelik, fabrikalarda çalışma, şehirlerde yaşam koşullarının kötüleşmesine ve iş saatlerinin uzamasına yol açtı.


Röportajı Yapan: Nazlı Berivan Ak, Oksijen Gazetesi- 5 Ocak 2024



76 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

コメント


bottom of page